Kerametlerinden biri şöyle nakledilir:
Derviş Karabaş Mahmud Efendi şöyle anlatıyor:
Pir Abdülehad Efendi, bu fakiri Ankara’ya gönderdikten bir müddet sonra, İstanbul’a davet etti. Bunun üzerine İstanbul’a gittim, bir müddet hizmetlerinde bulundum. Sonra çoluk çocuğumu İstanbul’a getirmemi emrettiler. Bir kese akçe harçlık verip; “Sakın sayma, bu size ömrünüzün sonuna kadar yeter.” buyurdular. Üç akçe ile çoluk çocuğumu İstanbul’a naklettim. Yedi sene o akçeler ile geçimimi sağladım, hiç eksilmediler. İçimden daima, akçeleri saymak geçerdi. Fakat sabredip saymazdım. Akçeleri sayma arzusu bir gün bana galip geldi ve saydım. 500 akçe vardı. Birkaç gün geçmeden eksilmeye başladı ve sonunda bitti.